Bilişsel Beceri Çalışması’nın temeli plastisite denen kavrama dayanmaktadır. Plastisite; beynin çevre ile olan etkileşiminin ve öğrenme deneyiminin sonucunda, değişme ve yeniden yapılanma kapasitesine sahip olması demektir.
Çocukluk, gençlik ve genç yetişkinlik yılları beynin geliştiği, yetişkinlik ve yaşlılık yıllarının ise beyin gelişiminin yavaşladığı yıllar olarak bilinmekteydi. Ayrıca unutkanlık, konsantrasyon eksikliği gibi kişiyi olumsuz etkileyen sorunların yaşlılıkta ortaya çıktığı ve bu sorunları önlemenin mümkün olmadığı düşünülmekteydi. Fakat, yapılan araştırmalar, beynin yetişkinlikte ve yaşlılıkta dahi değişme ve kendini geliştirme kapasitesine sahip olduğunu göstermekte. Bu değişim ve gelişim, nöroplastisite denen kavram sayesinde olmaktadır.
Plastisiteyi kısaca işleyen demir ışıldar şeklinde açıklayabiliriz
Beynimiz öğrenmeyi desteklemek için 3 farklı şekilde değişim gösterir: kimyasal değişim, yapısal değişim ve fonksiyonel değişim.
1) Kimyasal değişim: Beynimiz, nöronlar (beyin hücresi) arasında kimyasal sinyaller transfer ederek çalışır. Bu transfer bir dizi eyleme ve tepkiye neden olur. Beynimiz bu kimyasal sinyallerin yoğunluğunu arttırarak öğrenmeyi destekler. Bu değişim çok hızlı şekilde gerçekleştiği için bu şekilde kısa süreli hafıza desteklenir ve motor becerilerde kısa süreliğine bir gelişme gözlemlenir.
2) Beynin fiziksel yapısını değişmesi: Fiziksel yapıdaki değişim kimyasal değişime göre daha uzun sürede gerçekleşir. Örneğin kimyasal değişim ile kısa süreli hafıza desteklenirken, uzun süreli hafıza için yapısal değişim gereklidir. Plastisite sonucunda meydana gelen beynin fiziksel yapısındaki değişim, bilişsel becerilerimizdeki gelişmeler olarak açığa çıkar. Örneğin, yeni bir müzik aleti öğrenirken yaptığımız her pratiğin beynimizde fiziksel olarak bir karşılığı vardır: yeni ve daha güçlü nöron ağları. Bu nöron ağları, bize müzik aletini nasıl çalacağımızın yönergesini veren yapılardır. Nöronlar arasındaki ağlar güçlendikçe bizim performansımız da o kadar otomatik, kolay ve başarılı olacaktır.
3) Beynin fonksiyonun değişmesi: Beynin belli bir alanını kullandığımızda bu bölge daha kolay uyarılabilir hale gelir ve daha kolay tekrar kullanılır. Beyinde bu şekilde kolay uyarılabilir alanlar oluştukça, beyin bu bölgelerin ne zaman ve nasıl aktive olacağını değiştirir. Öğrenme deneyimi ile beynin bütün ağları değişime uğramaktadır.
Peki beyinlerimiz bu kadar plastik, değişime açıkken neden yeni bilgileri öğrenirken zorlanabiliyoruz? Çocuklar çalıştıkları halde neden okulda başarısız olabiliyor? Yaşlandıkça neden unutkan oluyoruz? Beyin hasarı yaşayan kişiler neden tam anlamıyla iyileşemiyorlar? Bütün bu soruların cevabı için plastisitenin oluşumunu kolaylaştıran ya da engelleyen şeylere bakmalıyız.
Bir beceriyi öğrenmeye başladığımızda, pratik yaptıkça daha başarılı olduğumuzu görürüz. Tekrar eden pratikler sonucunda daha otomatik ve kolay performans göstermeye başlarız. Fakat bu pratiklerin sayısı yeterli olmadığı zaman gelişme çok yavaş olur ya da hiç olmaz. Hatta bir gün önce yapabildiğimiz şeyi ertesi gün yaparken zorlanabilir ya da hiç yapamayabiliriz. Yeterli sayıda pratik yapmadığımız zaman beyin nöronlar arasındaki kimyasal sinyalleri arttırır fakat bu artış beyinde yapısal değişimin meydana gelmesine yetmez.
Peki ne yapmak gerekir?
Plastisiteyi destekleyen ilaç yoktur, en iyi destek zenginleştirilmiş çevredir. Zenginleştirilmiş çevrenin en önemli iki özelliği kompleks olması ve yeni olmasıdır. Beyin zorlayıcı ve yeni çevre şartlarına adapte olarak kendini yeniler ve geliştirir. Bu yenilenme ve gelişim için beyin yoğun bir şekilde ve uzun süre zorlayıcı çevreye maruz kalmalıdır.
Bir kişinin bir bilgiyi öğrenmesi ya da bir beceriyi edinmesi için yeterli olan pratik sayısı diğer bir kişi için yeterli olmayabilir. İşte bu yüzden beyni öğrenmeye hazır hale getiren bilişsel beceri çalışması önem kazanmaktadır. Bilişsel Beceri Çalışmasında beyin yoğun egzersizlerle uyarılarak beyinde yapısal bir değişiklik oluşması hedeflenir.
Peki bu değişim nasıl meydana geliyor?
Bilişsel beceri çalışmasında akademik performansa değil, akademik performansın yetersiz olmasına sebep olan bilişsel becerilerin iyileştirilmesine odaklanılır. Yani problemin semptomları değil, problemin altında yatan nedenler iyileştirilir. Bir veya birden fazla bilişsel becerinin yetersiz olması durumunda çaba sarf etmeden gerçekleşmesi gereken öğrenme uzun zamanda, yetersiz ve zor bir şekilde gerçekleşir. Bu durum öğrenme motivasyonunu ve benlik saygısını olumsuz yönde etkiler. Bilişsel Beceri Çalışması ile hem bilişsel hem de psikososyal gelişim sağlanmış olur.